Halk arasında ' yuva yıkan kadın tazminatı ' olarak bilenen aldatma fiilinin öznesi olan 3. kişinin hukuki sorumluluğu olduğu bilgisi, televizyon dizilerinde hatta en son Show Tv'deki Bahar dizisinde karşımıza çıktı.
Evlilik birliğinin kuruluşu, sadakat dahil çiftlerin yükümlülük ve sorumlulukları Türk Medeni Kanunu Madde 185'de gösterilmiştir.
Şöyle ki;
TMK Md. 185 - Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.
Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.
Evlenme iki kişi arasında gerçekleştiği gibi boşanma da aynı şekilde gerçekleşir. Bunu iç sözleşme - dış sözleşme olarak da nitelendirebiliriz. Bu tabii ki konunun daha net anlaşılması için şuan örneklendirme için kullandığımız benzetmedir gerçek hayatta bir sözleşmeden bahsetmiyoruz. Konumuza dönecek olursak iç sözleşmeyi evliliğe ve boşanmaya, dış sözleşmeyi ise aldatan eş ile bu eyleme iştirak eden 3. kişi arasındaki ilişkiye benzetebiliriz. İç sözleşme sadece taraflarını bağlayacağı gibi aynı şekilde dış sözleşme de sadece taraflarını bağlar. Aldatılan eş, aldatan eşinin bu haksız fiilinden doğan zararlarını dış sözleşmenin tarafı olan 3. kişiye karşı ileri süremez. Eşlerden biri yalnızca diğer eşten sadakat yükümlülüğüne uygun davranmasını talep edebilir. Üçüncü kişinin sadakat yükümlülüğünün bulunmaması nedeniyle, evli eşle birlikte olan üçüncü kişinin bu davranışının diğer eşin kişilik haklarına doğrudan bir saldırı niteliğinde olduğu söylenemez. Tabii ki her bireyin mahkemeye erişim hakkı, herkesin medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ile ilgili olarak bir yargı organı önünde dava açabilme ve bir dava açmak için gerekli imkanlara sahip olabilme hakkı vardır. Ancak konusu yuva yıkan kadın tazminatı olan bir dava açtıktan sonra kazanmanız mümkün değildir.
Görüş
Badur/Turan Başara, bir kimsenin eşi tarafından aldatılmamasını isteme hakkını içeren herkese karşı ileri sürebileceği bir kişilik hakkının mevcut olmadığı, bu nedenle, üçüncü kişinin aldatılan eşin kişilik hakkı ihlalinden kaynaklanan bir haksız fiil sorumluluğu bulunmadığı, burada sadece eş tarafından sadakat yükümlülüğünün ihlali söz konusu olduğuna göre, bu durumda aldatılan eşin, üçüncü kişiden değil doğrudan diğer eşten bir tazminat talebinde bulunabileceği, üçüncü kişinin diğer eşe karşı sadakat yükümlülüğü olmadığından, bu kişiye karşı sadakat yükümlülüğünün ihlalinden kaynaklanan bir manevi tazminat davası açılamayacağı, ayrıca üçüncü kişinin .genel ahlâka aykırı olarak nitelenebilecek eyleminden dolayı aldatılan eşin zararından TBK’nın 49/2. maddesine göre hukuken sorumlu tutulabilmesi için, evli bir kişiyle ilişkiye girme, aldatmaya taraf olma fiilini, zarar görene (aldatılan eşe) zarar verme kastıyla gerçekleştirmiş olması gerektiğine dair kanaat açıklamışlardır (Badur/Turan Başara, s. 103-133).
Yansıma yoluyla zarara uğramayı bizim hukukumuz kabul etmiyor. Yasal dayanağını TMK’nın 185. maddesinin 3. fıkrasından alan eşler arasındaki sadakat yükümlülüğü, evlilik birliğinin taraflarını oluşturan eşlerin birbirlerine karşı ileri sürebilecekleri nispi bir hak olup, eşler bu yükümlülüğün ihlal edilmemesini ancak birbirlerinden talep edebilirler. Bu doğrultuda aile hukukunda evlilik birliğinin devamı sırasında eşlerden birinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışına karşı diğer eşin başvurabileceği çeşitli hukuki yollar ve uygulanacak yaptırımlar düzenlenmiştir. Bu yaptırımlardan biri olan ve TMK’nın 174. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenlemeye göre “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir”. Bu madde gereğince manevi tazminat sadece kusurlu olan diğer eşten ve ancak boşanma davası ile birlikte istenebilir.
Aldatma eylemine iştirak eden 3. kişinin sorumluluğu ile ilgili görüş Yargıtay kararlarıyla ( Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından verilen 2018 tarihli 2017/5 E. , 2018/7 K.) da sabittir.
Sonuç
" “Evlilik birliği devam ederken eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiye karşı diğer eşin manevi tazminat isteminde bulunamayacağı” yönündedir. "
Yasal Uyarı: İşbu makale başka bir internet sitesinde ancak makalenin yer aldığı internet adresi linkini içeren aşağıdaki ifadeye yazının başında veya sonunda belirgin bir şekilde yer verilmesi şartıyla yeniden yayımlanabilir veya basılabilir.
Yuva yıkan kadın tazminatı
Av. Gamze Didem Öz
Öz Hukuk & Danışmanlık
Comments